9 Mart 2012 Cuma

Kısır Döngü



Annem 96 yaşında ama zor da olsa yürüyebiliyor.
Alzheimer hastalığını onunla bire bir yaşıyorum.
Sabah uyandık diyelim.
Banyodaki işlerimizin bitmesi yarım saat sürüyor.
Kalbi, nefesi ve kasları çok yorulduğu için
Bir bardak şekerli sütünü içip..
biraz daha yatıyor.
Ben bu arada tekrar derin bir rüyaya dalıyorum.
Daha sabah çok erken .. daha ev ısınmamış.
Dışardan kargaların sesleri duyuluyor. Annem kalkmaya çalışıyor.

-YAT YAT DAHA GECE diyorum. Komşular duyuyor. Annem duymuyor.
Uykuluyken kendi sesimi tanıyamıyorum. İçime kargamı kaçtı ne.
Terliklerini giymeye çalışıyor. Gözleri seçemiyor.
Halının desenini terlik sanıyor bir ara.
Yanına koşuyorum. Biraz sarılışıyoruz..Uyumaya karar veriyoruz. Üstünü örtüyorum.
Anında rüyalara dalıyorum. Nasıl tatlı geliyor uyku.
Tatlı tatlı gerinirken gözüm annemi arıyor.
Yatagında yok. Fırlıyorum. Şuursuzca bakınıyorum. Banyoda da değil.
Diğer odada yok. Benim odamda da değil.
Yoksa düştü de yerlerdemi kaldı..yatak altı?? ter basıyor..yok!!..Kapı arkası?? Yokk.
Koridorun salona açılan kapısı kilitli hep geceleri. Salonda olamaz o yüzden.
Yoksa pencereden mi atladı..ama pencereler çok sıkı kapalı.. kuvveti yetmiyordu..olamaz
Salona çıkan kapıyı açıyorum kilitli değilmiş. Kilit açılmış.
Annem kanepede. Put gibi kıpırdamadan oturuyor .
Korkuyorum aniden. Gözleri kapalı kıpırdamıyor. Devrilmeden uyuyor.
Yorgun düşmüş herhalde. Kilidi açabildiği gibi iyiki beni üzerimden kitlememiş.
Kol kola girip yine yatağına yatırıyorum.
-YAT YAT DAHA SABAH OLMADI. Ne desem komşulardan duyuluyor o saatlerde.
Ama annem duyamıyor yineletiyor.
-Baban da uyuyormu? diyor.
-Evet evet herkesler uyuyorlar diyorum halbuki evde ikimiziz.
Derin bir rüyaya dalıyorum yine.
Ama yarım saatte bir aynı uyanmalar tekrar ediyor.
Anlıyorum ki bana deliksiz bir uyku kısmet değil.
Bunu anlamak uykumu birden açıveriyor. Ama annem derin uykulara dalmış..
iki saat boyunca uyanmak bilmiyor.
Gün boyunca annemle ilgilenmelerim tekrarlarla geçiyor.
Günler böyle hep aynı tekrarlarla geçiyor gidiyor.
Bu hayatın ikimiz içinde daha renkli olması nasıl sağlayabilirim acaba.

6 yorum:

  1. Dilek, sana daha çok uğramalıyım. Daha çok görüşmeliyim. Küçük kaçamaklar yapmalıyız. İzmit'e sinemaya gitmece, kahve içmece, yürüyüş yapmaca, balkonda tüttürmece, dedikodu yapmaca gibi... Sen şahane bir evlatsın Dilek:)
    Ve şahane bir arkadaşsın tabii:)) Sevgiler.

    YanıtlaSil
  2. O değil de, bu kısır fotoğrafı nedir böyle:))
    Hayır, gözüm kaldı... Fena! Kalkıp kısır yapacağım galiba:))

    YanıtlaSil
  3. :) Vildancığım inan şikayet için yazmadım. Okuyan varsa diye..bu hastalık buna yakın birşey işte..diye yazdım.
    Kaçamaklara hiç hayır diyemiyeceğim inan..Canımsın.. çok iyi kaçarım biliyorsun :)
    Hayatımız kısır döngü ya..hafife almak için..ondan sebep..çarkıfelek gibi bir kısır resmi..
    Yarın istanbula kartaldan bir giriş yapacağım.
    Hadi pazartesi gel..momentosa uğrayalım..dönelim.

    YanıtlaSil
  4. Bazen şikayet de hakkın ama. Hep mükemmel hep melek gibi olamaz ki insan. Babam da alzheımer dı. Bir kaç ay önce böbrek yetmezliğinden kaybettik. Ne kadar zor olduğunu biliyorum. Yardımcı olan birileri olsa keşke günlerini biraz olsun kolaylaştıracak.

    Mutlu olmanı diliyorum içtenlikle...

    YanıtlaSil
  5. Teşekkürler Hüznün Tadı.
    Paylaşmak ve anlaşılmak güzel bir şey.
    İhtiyaç duyduğumda çağırabildiğim bir yardımcım oldu nihayet. Yarın istanbula kaçacağım iki günlüğüne. Bu bana iyi gelir eminim :) İlgin için teşekkürler. Herşey gönlünce olsun :)

    YanıtlaSil
  6. İnsan yaşamadan bunları bilemiyor,illa ki başınıza gelmesi gerekiyormuş bunları anlamamız için,yoksa nereden bulacağım da okuyacağım bunları vaybeee

    YanıtlaSil